Tamamen rüzgar gücü ile kargo taşımacılığı başlıyor

Rüzgar Enerjisiyle Kargo Taşımacılığı Yeni Bir Boyuta Taşınıyor



Dünya çapında yat yarışları hala büyük ilgi görüyor. Ekipler, rakiplerini geride bırakabilmek için sürekli olarak teknolojik yenilikler yapıyorlar. Bu yeniliklerin ticarileşmesiyle sadece rüzgar enerjisi kullanılarak okyanus aşırı kargo taşımacılığı imkanı ortaya çıktı. Benzer şekilde Formula 1’deki gelişmelerin otomobillerimize yansıdığı gibi.

Vela şirketi, emisyonları azaltmak için diğer şirketlerden farklı bir yöntem deniyor. Diğer firmalar rüzgar enerjisini kargo gemilerine entegre ederken, Vela, yelkenli yatları bir şekilde kargo gemilerine dönüştürüyor. Bu tasarım yaklaşımı, trimaran olarak da bilinen üç gövdeli sistem sayesinde su direncini azaltırken kargo ve yelkenler için ekstra alan sağlıyor.

Yelkenlerle tüm itme gücünü karşılayan gemi, mutfak ve diğer elektrikli ekipmanlar için güneş panelleri ve su altı türbinlerinden elde edilen enerjiyi üst gövdelerindeki jeneratörle sağlıyor. Acil durumlar ve güneşsiz, rüzgarsız günler için bir elektrik jeneratörü de mevcut.

51 konteyner kapasiteli

Bu gemi, bir konsept veya pilot projesi değil, doğrudan hizmete girecek şekilde geliştiriliyor. Geminin uzunluğu 185 metre olup 51 konteyner hacmini alabilecek. Ancak gemi konteyner taşımayacak. Konteynerler genellikle yükün %20’sini oluşturduğundan, ağırlık ve hacim kısıtlamalarından kaçınılmak isteniyor. Gemiler, devasa konteyner gemileriyle rekabet etmek yerine karbon emisyonu olmayan ürün taşımacılığına odaklanıyor.



Rüzgarla Atlantik’i geçmenin uzun sürdüğünü düşünebilirsiniz, ancak yükleme, seyahat ve boşaltma dahil taşıma süresi, normal gemilerle benzer olacak şekilde 10-15 gün sürecektir. İlerlemiş hava durumu tahminleri sayesinde gemilerin rüzgarsız kalmaları pek olası değil, en iyi rotalar sürekli hesaplanacak.

Şirketin en büyük zorluğu, yelkenli kargo gemileri için eğitimli personelin eksikliği. Bu nedenle, mürettebat eğitimine odaklanılacak.

Gemi, Filipinler’deki bir tersanede alüminyum gövde ve karbon fiber direklerle inşa edilecek. Ancak hidrotürbinler, yelkenler ve arma (kablolar, makaralar vb.) gibi geminin %30’u Fransa’da üretilecek. Firma, 2026’da ilk gemisini ve ardından 4 daha üretecek. Bu sayede 2028’de sefer sıklığı artacak ve 2035’te 30 farklı tipte gemiyle Atlantik geçişinde hizmet vermesi planlanıyor.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top